Bu tarifle ilk karşılaştığımda duyduğum heyecan ve merak dün gibi aklımda… Aklımdan geçen sorular o kadar çoktu ki; “fotoğraflarda gördüğüm kadar mükemmel midir?” “ben gerçekten glütensiz ve tereyağsız bir tart hamuru hazırlayabilir miyim?” “peki ya tadı güzel olmazsa?”… Ohoo daha neler neler geçti aklımdan 🙂 Tarif vegan tariflerde çok sıkı takip ettiğim @lazykitchen ın sayfasında gözüme çarpmıştı. Tarifin orjinalinde kullandığı likör ve muscovado şekerini çıkarıp kendimce yorumladım 🙂

Sonuç mu? İlk denememe göre enfes bir sonuç.! Siz isterseniz likör yerine, portakal kabuğu ve badem sütünü bir kaç saat öncesinde bekletip kullanabilirsiniz. Yapmanız gereken, tarifteki likör oranı kadar badem sütü+portakal kabukları ve ekstradan varsa evinizde portakal özü (vanilya özütü gibi) eklemeniz.

Yılbaşı sofranızda, aile yada arkadaş toplantılarınızda veya özel günlerinizde deneyebileceğiniz sağlıklı bir lezzet.

Dikkat etmeniz gereken tek şey hamuru. İyi bir şeften harika bir tart hamuru için ipuçları dinlemiştim. Bunların başında en az 4 saat buzdolabında beklemiş bir hamuru. Bende öyle yaptım. Bir gece önceden hamurumu hazırladım ve ertesi günü işe koyuldum.

Bu tariften kendime çıkardığım ders ise tart hamurunu kalıba yerleştirmede daha fazla çalışmam 🙂 Ama çıkan sonuç tart hamurunun sonuçlarını çoktan gözardı ettirdi bile ..

Yeni seneye sayılı günler kala geride bırakacağım yılın bende bıraktıkları çok derin… En sevdiğim yerde, mutfakta, hiç denemediğim yeni şeyleri severek yapmak ve bunu sürdürebilir hale getirmek, en sevdiğim iki yumurcaktan ilham alarak çocuk kitapları üzerinde çalışmak, sahip olduğum her şeye sımsıkı sarılıp; emekle, sevgiyle dahada yükseltmek…

Duam yeni yılda geride bıraktığımız tüm kötü, korkunç şeylerin geçmişte kalması ve bu tart kadar lezzetli, tatlı deneyimler yaşamamız….

Malzemeler;

Zencefilli Tart Hamuru İçin;

  • 65 gr hindistancevizi yağı
  • 220 gr un (ben tam buğday unu kullandım9
  • 2 tatlı kaşığı zencefil tozu
  • 2 tatlı kaşığı tarçın
  • 1/2 tatlı kaşığı karanfil tozu
  • 1/2 tatlı kaşığı muskat rendesi
  • 1/4 tatlı kaşığı yenibahar
  • 1/4 tatlı kaşığı karbonat
  • Bir pinçik tuz
  • 65 gr esmer şeker/pudra şekeri/hindistancevizi şekeri (ben pekmez kullandım)
  • 30 ml aquafaba*
  • 75 ml akçaağaç şurubu/kullandığınız herhangi bir tatlandırıcı

Ganaj İçin;

  • 250 gr vegan bitter çikolata
  • 120 ml hindistancevizi kreması
  • 180 ml badem sütü
  • 3 yemek kaşığı kahve likörü (eğer alkolsüz yapmak isterseniz yukarıdaki notları okuyabilirsiniz)
  • 40 ml akçaağaç şurubu/yada kullandığınız diğer tatlandırıcı

Tart Hamurunun Yapılışı;

-24 cm çapında 2.5 cm yüksekliğinde tart kalıbınızı kullanım için çıkartın.

-Hindistancevizi yağını benmari usulü eritin ve soğuması için kenara alın. Eğer yağınız sıvıysa bu adımı atlayın.

-Tüm kuru bileşenleri (unu, baharatları, tuzu, karbonatı) bir kapta hiç topak kalmayıncaya kadar karıştırın.

-Soğuyan hindistancevizi yağını, aquafabayı ve pekmezi (hangi şekeri kullanıyorsanız) başka bir kapta kalınlaşana kadar el mikseri yada bir çırpıcı ile çırpın. Ve en son akçaağaç şurubunu da ekleyip kalın bir karışım olana kadar karıştırın.

-Islak karışıma unlu karışımın önce yarısını ekleyip spatula ile karıştırın. Hiç un parçası kalmayınca diğer karışımı da ekleyip tamamen karışana kadar yoğurun.

-Hamur yapışkan olacak. Endişelenmeyin olması gerektiği gibi.

-Hamuru streç filme sarıp en az 4 saat buzdolabında bekletin.

-Dolaptan çıkardığınız hamuru oda sıcaklığına gelince iki yağlı kâğıt arasında bir merdane ile yuvarlak daire şeklinde açın. Açarken zorlanabilirsiniz. Küçük hareketlerle devam edin.

-Açtığınız hamur tart kalıbınızın ölçüsünden büyük olmalı. Ben yaklaşık 31 cm çapında açtım. 28-30 cm çapında ki servis tabağımı hamurun üzerine koyup bir kesici ile fazlalıklarını aldım ve düzgün bir dairem oldu böylelikle.

-Açtığım hamuru merdaneye sarıp, düzgünce tart kalıbının üzerine bırakın. Hamuru gerip kalıba oturtmanızı tavsiye etmem. Pişerken hamurunuz küçülecektir. Yoksa kenarları kalıbın aşağısında kalır. Hamurun uçlarından tutup tüm  köşeleri yerleştirin. Taban köşelerinde fazlalıkları alın ki piştiğinde kabarıp orta alanı daraltmasın. Dışarda kalan hamurları da kesip kenara ayırın. Ben kalan hamurları kurabiye kalıbıyla kesip 180 derecede 6-7 dakika pişirip daha sonra süslemede kullandım.

-Hamuru tabanına çatalla bir kaç delik açın ve 15 dakika dolapta dinlenmeye bırakın.

-Fırınınız 180 derecede ısıtmaya başlayın. Yağlı bir kâğıdı ellerinizle bir kaç kez buruşturun ve dolaptan çıkardığınız tart hamurunun içine serin. Tartın kabarmaması için serdiğiniz yağlı kâğıdın üzerine kuru bakiyat dökün. (Ben mercimek döktüm).

-Isınan fırında 10 dakika kadar pişirin. Yağlı kâğıdı çıkarın (kullandığınız bakliyatlar soğuyunca bir kavanoza alıp daha sonra tekrar kullanabilirsiniz) ve üzerinin kızarması için bir 10 dakika daha fırına verin.

-Pişen tart hamurunuzun soğuması için kenara ayırın.

Ganaj Yapımı;

-Küçük parçalara böldüğünüz çikolatayı ve kramayı ısıya dayanaklı bir kaba alın ve benmari usulünce eritin.

-Çikolatalar eriyene kadar karıştırın. Burada benmaride kullandığınız suyun çikolatayı erittiğiniz kaba değmemesine dikkat edin.

-Çikolatalar eridiğinde kabı ısıdan çekin ve çırpma teliyle pürüzsüz olana kadar çırpın.

-Badem sütünü, kahve likörünü (likör kullanmayacaksanız yukarıdaki talimatları okuyunuz) ve akçaağaç şurubu ekleyip karıştırın.

-Karışım ve tart hamurunuz soğuyunca çikolatalı karışımı tart kalıbınıza dökün ve buzdolabına koyun.

-En az 8 saat (gece boyunca en iyisi) bekledikten sonra tadına varın. Üzerini süslemek tamamen size kalmış:)

Afiyet olsun! ♡

*Aquafaba veganlar için yumurta ikamesi olarak kullanılmaktadır. Yapımı oldukça kolaydır. Bir gece önceden 1 su bardağı nohutu suda bekletin. Ertesi günü 5 su bardağı suyla haşlayın. Buda dikkat edilmesi gereken husus ıslatma ve pişirme sırasında kesinlikle tuz yada başka bir şey kullanmamanız. Nohutlar yumuşayana kadar kısık ateşte haşlayın. Üzerine çıkan beyaz köpüğü temiz bir kaşıkla sık sık alın. Haşlanan nohutları süzgeçle alın ve kalan suyu biraz daha kaynatın. Sarı jelimsi kalan su sizin aquafabanız! Unutmayın kullandığınız araç gereçler temiz olmalı. Yoksa çırparak kabartmanız gereken durumlarda quafabanız yeteri kadar kabarmaz. Buzdolabında bir kavanozda 15 güne kadar saklayabilirsiniz.

Kurabiye pişirmeyi en çok kapalı, yağmurlu havalara yakıştırırım nedense. Evin içine yayılan kurabiye kokusu, fırının sıcaklığıyla buğulanan camlar… Bu kurabiyeler tamda böyle bir havada pişti ilk kez.

Yapımı kolay, tadı çok güzel, üstelik o kadar geç bayatlıyor ki, kapalı bir kapta buzdolabında 7-10 güne kadar saklayabilirsiniz.

Dilerseniz glütensiz de deneyebileceğiniz, rafine şekersiz kurabiyeleri kendinize olduğu kadar çocuklarınıza da gönül rahatlığıyla denetebilirsiniz.

Sadece 5 malzemeyle bu güzel sandviçleri yapalım mı? E haydi o zaman…

Malzemeler;

  • 150 ml akçaağaç şurubu
  • 125 gr şekersiz fıstık ezmesi
  • 165 gr un (dilerseniz glütensiz un kullanabilirsiniz)
  • 1 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 6 yemek kaşığı şekersiz kakao
Dolgusu İçin;
  • 110 gr şekersiz fıstık ezmesi
  • 2 yemek kaşığı akçaağaç şurubu
  • 2-3 yemek kaşığı bitkisel bazlı süt (ben badem sütü kullandım, vegan değilseniz normal sütte kullanabilirsiniz.)

Yapılışı;

-Bir kapta akçaağaç şurubu ve fıstık ezmesini çırpma teli ile karıştıralım.

-Un, mısır nişastası ve kakaoyu ekleyip spatula ile güzelce karıştıralım. Yalnız hamur haline gelmesi için bu aşamada ellerinizle müdahale etmeniz gerekecek. Ellerinizle yoğurmaya devam edelim.

-Fırını streç filme sararak buzdolabında en az 30 dakika soğutalım.

-Hamurumuz soğurken biz fırını 180 derecede alt üst çalıştıralım.

-Fırın tepsisine yağlı kâğıt serip kenara alalım.

-Buzdolabından çıkardığımız hamuru ikiye bölelim ve bir tanesini iki yağlı kâğıt arasında merdane ile açalım. Bu aşamada biraz güç kullanmamız gerekecek. İçerisinde yağ olmadığı için sert bir hamur olacak. Bir kaç kuvvetli darbeyle hamuru incelttikten sonra gerisi daha kolay olacaktır.

-Aşağı yukarı 3-4 mm açılan hamurumuzu yuvarlak kurabiye kalıbıyla keselim.

-Tüm hamura (2 ye bölüp ayırdığımız diğer hamurada) aynı işlemi uygulayalım ve önceden ısıttığımız fırınımızda 8-9 dakika pişirelim.

-Pişen kurabiyelerimizi ılıması için bekletirken biz dolgusunu hazırlayalım.

Dolgu Yapımı;

-Fıstık ezmesi ve akçaağaç şurubunu geniş bir kaba alalım ve pürüzsüz olana kadar karıştıralım.

-Eğer kıvam çok kalın olursa bitkisel süt ve ya vegan değilseniz normal sütle açabilirsiniz.

-Sıkı bir karışım istiyorsanız 20-30 dakika dondurucuda bekletebilirsiniz.

-Kurabiyelerin yarısına fıstık ezmeli dolguyu sürelim ve diğer kurabiyeyi hafifçe üzerine bastıralım.

Afiyet olsun!

Eğer bu tarifi yapacak vaktiniz yoksa, bu satıra tıklarsanız sizin için ben mutlulukla yapabilirim.♡

 

Hani anneannelerimizden, babaannelerimizden yadigâr kalan şeyler vardır; belki bakır bir tencere, oyalı bir tülbent, yılların, anıların sindiği maun bir sandık, kimi zaman da kokusunu ve tadını aldığınızda sizi geçmişin en güzel anlarına götüren bir tarif… İşte bu tarifte öyle. Benim elleri gül kokan anneciğimden bana kalan onca şeylerin arasında en sevdiğim. Bu kış zamanlarına yakışan kokulu bir kuru sebze yemeği..

Bir yerde okumuştum. Dilimizde bulunan tat reseptörleri 7 yılda bir yeniden yapılanır ve tadından hiç hoşlanmadığınız bir yemeği bu 7 yılın sonunda çok sevebilirmişsiniz. Sanırım benim durumumu bu bilimsel bilgi açıklıyor 🙂 Ben patlıcanın ne kurusunu ne dirisini öyle diyeyim size 🙂

Ama bir gün bir şey oldu ve ben bu yemeğin meftunu oldum. Bu yemeği pişirirken mutfağınız o kadar lezzetli o kadar enfes kokacak ki, camınızda oluşan o buğuya sarılmak isteyeceksiniz..

Biz annemle yazdan kendimiz kurutuyoruz sebzelerimizi, siz güvendiğiniz bir aktardan alabilirsiniz.

Eğer olur da bir gün bu yemeği mutfağınızda denemek isterseniz, kokusunu duyduğunuzda hissettiğiniz duyguya ve geçmişinizden size yadigâr kalan o güzel anıya sımsıkı sarılın…

Malzemeler;

  • -Yarım su bardağı kuru patlıcan
  • -Yarım su bardağı kurutulmuş domates
  • -Yarım su bardağı kurutulmuş biber
  • -Yarım su bardağı kurutulmuş kabak
  • -1/2 yemek kaşığı biber salçası
  • -1 küçük boy kuru soğan
  • -1-2 diş sarımsak
  • -4-5 yemek kaşığı zeytinyağ
  • -1/2 su bardağı ılık su
  • -tuz, karabiber, kırmızı pulbiber
  • -Kuru sebzeleri yumuşatmak için 4-5 su bardağı kaynamış su

Yapılışı;

-Yıkayıp tozunu aldığımız kuru sebzeleri kaynattığımız suda haşlayalım.

-Derin bir tencerede küp küp doğradığımız soğanları ve sarımsakları kavuralım.

-Kavurduğumuz soğanların içine salçamızıda ekleyip eriyene kadar kısık ateşte kavurmaya devam ediyoruz.

-Haşlanan sebzeleri (domates kurularınız çok büyükçe bir kaç parçaya bölebilirsiniz) salçalı karışıma ekleyip baharatlarla birlikte biraz daha kavuruyoruz.

-Birbiriyle özleşene kadar kavurun ve üzerine ılık suyunuzu ekleyip kısıt ateşte kapağı kapalı pişmeye bırakalım.

-Sebzeler yumuşayınca ve suyunu hafif çekince ocaktan alabilirsiniz.

Afiyet Olsun! ♡

Geçtiğimiz Nisan ayında Selimiye’de Swan Lake Boutique Hotel’de çok hoş bir workshopa katılmıştım. Aklımda kalanlar sadece Selimiye ve o müthiş tatlı otel değildi… Otelde tattığımız lezzetlerde en az workshop kadar iz bırakmıştı bende.

Workshopun sahibesi (Damy’s Kitchen), Oteli neredeyse biz katılımcılar için ayırtmıştı. Gittiğimiz mevsim gereği henüz sezonu açmamıştı Otel ve konaklayanlar sadece bizlerdik. Hâl böyle olunca sanki ailemizle birlikteymişiz gibi oldu 🙂

O hafta sonu mutfak ekibi ve mutfakla iç içeydik. 🙂 Otelin sahibi Muzaffer Bey’in misafirperveliğiyle birlikte unutulmaz bir deneyim yaşamış oldum. O deneyimin sonunda bana kalan çok güzel arkadaşlıklar, ne zaman gitsem kapısının bana açık olacağını umduğum Swan Lake Hotel ve bu enfes meze 🙂

Yemeklerimizi yapan aşçımız bu tarifi benimle paylaşırken “abla bu otlar bizim buralarda yetişir. Tarifi versemde yapamazsın ki!” dediğinde benim Giritlili bir ailenin gelini olduğumu bilemezdi tabiki 🙂 Eşimin ailesi yıllar önce Giritten göçetmiş. Girit yemekleri bir başkadır. Dağda, bayırda ne kadar yetişen ot varsa bilir, aynı zamanda efsanede pişirirler. O yüzden tatlı aşçımızın söylediği otları Antalya’nın köylü pazarında bulmam kaçınılmaz oldu.

Eğer sizinde bu otlarla yolunuz bir gün kesişirse, umarım bu mezenin tarifi başucunuzda olur. Zira çok beğeneceksiniz..

Malzemeler;

  • Yarım kilo Turp Otu
  • Yarım kilo Cibes Otu
  • Yarım kilo Hardal Otu
  • Bir diş sarımsak
  • Küçük Boy soğan
  • Bir tane kapya biber
  • Bir küçük boy havuç
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • Otları haşlamak için temiz su
  • Tuz, karabiber, acı pul biber, toz kişniş.

Yapılışı;

-Önce akan suyun altında otları temizlenene kadar yıkıyoruz.

-Yıkadığımız otları derin bir tencereye alıp üzerlerini geçecek kadar temiz su ekleyip kısık ateşte haşlamaya bırakıyoruz. Rengi çok koyulaşırsa suyunu değiştirebilirsiniz.

-Ayrı bir tavada küçük küçük doğradığımız soğanları ve sarımsakları zeytinyağında kokuları çıkana kadar kavuruyoruz.

-Sonra ince ince doğradığımız kapya biberleri de kavrulan soğanların içine alıp kavurmaya devam ediyoruz.

-Son olarakta rendelediğimiz havuçları tavaya alıp işleme devam ediyoruz.

-Haşlanan otlarımızı küçük küçük doğrayıp tavada kavrulan sebzelerimizle birleştiriyoruz.

-Tüm baharatları da ekleyip bir kaç dakika daha kavurup ocaktan alıyoruz.

-Fırında önceden ısıttığımız toprak kaplarda servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun! ♡

Bu tarifimi sizinle paylaşmadan önce size anlatamam gereken bir ürün olacak; xylitol – ksilitol! Ben bu ürünle çok geç tanıştım. Bağırsak tedavisi gördüğümde doktorumun önerisiyle tanıştığım bu ürünün detaylarını sizinle paylaşmak istiyorum. Ürünü büyük market zincirlerinde bulabilirsiniz. Paketin üzerinde ilk dikkat çeken detay; “ilave şekersiz-vegan” ibaresi. Gelelim bu ürünün teknik detaylarına; Ksilitol, bir şeker alkolü olarak sınıflandırılır. Kimyasal olarak, şeker alkolleri şeker moleküllerinin ve alkol moleküllerinin özelliklerini birleştirir. Yapıları, tat alıcılarını dilinizdeki tatlılık için uyarmalarına izin verir.

Ksilitol, birçok meyve ve sebzede az miktarda bulunur ve bu nedenle doğal olarak kabul edilir. İnsanlar normal metabolizma yoluyla küçük miktarlarda bile üretiyorlar. Şekersiz sakızlar, şekerler, nane şekeri, diyabet dostu yiyecekler ve ağız bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir bileşendir. Xylitol normal şekere benzer bir tatlılığa sahiptir ancak% 40 daha az kalori içerir: Sofra şekeri: gram başına 4 kalori Ksilitol: gram başına 2.4 kaloridir.

Ksilitol rafine bir tatlandırıcı olduğundan, herhangi bir vitamin, mineral veya protein içermez. Bu anlamda, sadece boş kalori sağlar. Ksilitol, huş ağacı gibi ağaçlardan veya ksilan adı verilen bir bitki lifinden işlenebilir. Her ne kadar şeker alkolleri teknik olarak karbonhidrat olsalar da çoğu kan şekeri seviyesini yükseltmezler ve böylece net karbonhidrat sayılmazlar, bunları düşük karbonhidratlı ürünlerde popüler tatlandırıcılar yaparlar.Bununla birlikte, ksilitol sıfır fruktoz içerir ve kan şekeri ve insülin üzerinde ihmal edilebilir etkileri vardır.Bu nedenle, şekerin zararlı etkilerinden hiçbiri ksilitol için geçerli değildir.

Diyabet, prediyabet, obezite veya diğer metabolik problemleri olan kişiler için, ksilitol şekere mükemmel bir alternatiftir. Şekerin aksine, ksilitol ince bağırsakta yavaş ve eksik bir şekilde emilir. Bu onu ve diğer şeker alkollerini diyabet hastaları için faydalı kılar. Bir kez absorbe edildiğinde, çok az insülin veya hiç insülin kullanılmadığında enerji için kullanılabilir, bu da kan şekeri üzerindeki etkinin minimum düzeyde olduğu anlamına gelir. Kalın bağırsakta bulunan bakteriler, ince bağırsaktan geçen emilmeyen herhangi bir ksilitol fermente eder. Bu nedenle, aşırı tüketim abdominal gaz ve rahatsızlık verebilir. Aslında ne kadar faydalı da olsa bir ürünü fazla tükettiğinde zararları olduğu gibi, bu ürünüde fazla tükettiğinizde “müsil” etkisi yaratacaktır. Ürün hakkında bilgiyi paylaştığıma göre tarifime geçebiliriz. Aşağıda ki detaylara uyduğunuz taktirde mükemmel bir sonuç alacağınıza eminim..

*Ksilitol yerine hindistancevizi şekeride kullanabilirsiniz.

**Hindistancevizi unu eşsiz bir emici olduğu için değiştirmemelisiniz. Ancak gerçekten farklı bir un kullanmak istiyorsanız (badem unu gibi) o zaman en az 1/2 su bardağı kullanun, ancak hindistancevizi ununu kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim.

***Fıstık tozu kullanmazsanız eğer 7 yemek kaşığı kakao kullanabilirsiniz ve suyu (fıstık tozu çok fazla sıvı emdiğinden)listeden çıkarın.

****Tarifin orjinalinde haşlanmış nohut yerine haşlanmış bezelye kullanılmıştı. Nohutta çok güzel sonuç verdi. Bezelye daha ıslak bir doku sağlayacaktır.

Malzemeler;

Kuru Malzemeler;

  • 50 gram kakao
  • 33 gram hindistancevizi unu
  • 100 gram ksilitol (yada hangi tatlandırıcıyı kullanıyorsanız)
  • 2 yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumu
  • 1+1/2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1/2 çay kaşığı karbonat

Islak Malzemeler;

  • 500 gram haşlanmış nohut (yada haşlanmış bezelye)
  • 110 gram/80 ml akçaağaç şurubu
  • 60 ml hindistancevizi sütü
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 2çay kaşığı vanilya özütü yada toz vanilin

Çikolata Sosu için;

  • 21 gram kakao (3 yemek kaşığı)
  • 50 gram (6 yemek kaşığı) toz fıstık
  • 60 ml akçaağaç şurubu
  • 1 yemek kaşığı su
  • 2 yemek kaşığı bitkisel yağ(hindistan cevizi yağı gibi)

Yapılışı;

-Fırınınızı 200 derecede ısıtmaya başlayın ve kare yada dikdörtgen bir kek kalıbınızı yağlayıp yağlı kağıt serin. Kenara koyun

-Tüm kuru malzemeleri derin bir kaba koyun ve hiç topak kalmayıncaya kadar çırpma teliyle karıştırın.

-Önce mutfak robotunuzda haşlanmış nohutunuzu yada bezelyenizi kusursuz olana kadar çekin. Robotunuz tek seferde almazsa haznesine üç parça halinde çekebilirsiniz.

-Çektiğiniz nohutunuzun içerisine diğer kuru bileşenleride ekleyip tamamen karışana kadar robotunuzda çekin.

-Sıvı karışımı kuru karışım ile birleştirin ve bir spatula yardımıyla sadece karışana kadar karıştırın. Eğer karışım çok kalın olursa başlangıç olarak bir yemek kaşı kadarıyla hindistancevizi sütü ile inceltin. Gerekirse biraz daha kontrollü şekilde ekleyebilirsiniz. Çok sıvıysa karışımda hindistancevizi unu ekleyin.

-Karışımı önceden hazırladığınız kaba dökün ve üzerini düzleyin. Önceden ısıttığınız fırında 40-50 dakika pişirin. Bu aşama önemli. Eğer çok pişirirseniz kek yapmış oluruz. Biz içi ıslak dokuya sahip brownie yapmak istiyoruz. Fırınınızı en iyi siz tanıdığınız dikkatli olmalısınız. 30. dakikada bir kürdan ile kontrol edin. Kürdan yapışkan olabilir ama ıslak olmamalı. Ben 40. dakikada fırından çıkarıp ılımaya bıraktım. Bu sırada üzerinde ki sosu hazırlayacağız.

Çikolata Sosunu Yapmak İçin;

-Tüm malzemeleri bir kaba koyun ve çırpma teli ile krema haline gelene kadar çırpın. Ve ılıyan brownie ninn üzerine sürün. Tavsiyem bir gece buzdolabında üstü streç filmle kapalı beklettikten sonra tadına bakmanız.

Afiyet Olsun!

Eğer bu tarifi sizin için yapmamı isterseniz bunu mutlulukla yapacağıma emin. olun:) Bunun için bu satıra tıklayabilirsiniz.♡

 

Evet! Yeni yıl yaklaşırken yapılacaklar listemden bir tarif daha yapmanın gururunu yaşıyorum 🙂

Tadını anlatmak için ben bir tabir bulamıyorum açıkçası, ama şunu söyleyebilirim ki içlerine eklediğim mistik baharatlar beni çocukluğuma götürdü…

Rafine şeker yok, katkı maddesi yok, üstelik vegan.

Tatlı krizleri yaşadığımızda bu sağlıklı trufflesları yememek için hiçbir sebep göremiyorum 🙂

Yılbaşı arifesinde de sevdiklerinize bu ev yapımı çikolatalardan hediye etme fikri aklınızdan hiç çıkmayacak 🙂

Aşağıda vereceğim adımlara dikkat ederseniz mutfağınızdan bir şef gururuyla çıkacağınızın garantisini ben veriyorum 🙂

O zaman show must go on:)

*Trufflesları yaparken muhakkak yağlı bir hindistancevizi sütü kullanmalısınız. Paketlerin arkasındaki değerleri kontrol edin. Eğer bulmaktan zorlanırsanız aktardan yağlı hindistancevizi rendesi alıp kendi sütünüzü yapabilirsiniz. Taif için bana yazabilirsiniz.

**Turfflesların iç dolgusunu hazırladıktan sonra muhakkak 1 gün dolapta bekletmeniz gerekli.

***Alacağınız parçaları mutfak tartısı kullanıyorsanız tartarak yuvarlamanızı öneririm. ben 40 gramlık büyüklükte yaptım ve bir tanesini iki kişi yememi gerekti 🙂 16-18 gramın uygun olacağını düşünüyorum.

****İç dolguları yaparken dikkat edeceğimiz diğer önemli kısmı hazırlaması. Buzdolabından çıkardığımız dolgu malzemesi avucumuzda çalışırken yumuşayacak hatta dağılmaya eğilimli olacaktır. Bu yüzden sık sık kalan malzemeyi buzdolabında bekletip tekrar üzerinde çalışmamız gerekebilir.

*****Çikolata yapımında ise; eğer hafif sütlü olsun istiyorsanız hindistancevizi sütü kullanacağız. Ama bu sefer kesinlikle yağ oranı en az olanı tercih etmelisiniz. Aksi taktirde çikolatanız çabuk kalınlaşır ve donduğunda dokusu yumaşak olacaktır.

*******Kakaonuzu ve kullanıyorsanız kakao yağınızı ne kadar iyi bir marka olursa, o ölçüde lezzetli çikolatalarınızın olacağını unutmayın.

Malzemeler Çikolata İçin;

  • .2 yemek kaşığı kakao (ben cacao barry kullandım)
  • .4 yemek kaşığı akçaağaç şurubu (yada farklı bir tatlandırıcı)
  • .1/6 çay kaşığı tuz
  • .2 yemek kaşığı hindistancevizi sütü yağsız
  • .1+1/2 yemek kaşığı kaju ezmesi
  • .1 yemek kaşığı fındık ezmesi yada hindistancevizi ezmesi
  • .1/2 cup (120 gr) kakao yağı (erimiş hindistancevizi yağıda kullanbilirsiniz fakat lezzeti aynı olmayabilir)

 

Yapılışı;

– Su dolu bir kabın üzerine ısıya dayanıklı bir kase oturtun. Kabın altını orta düşük ısıda açın.Kakao yağını, yada hindistancevizi yağını, kasenin içinde eritelim.

-Önce kaju ezmesini içinde bir çırpma teliyle çırpalım.

-Daha sonra kalan malzemeleri de ekleyip hızlı bir şekilde çırpma teliyle karıştıralım ve kabı ocaktan alalım.

-Karışımı silikon çikolata kaplarınıza eşit paylaştıralım ve donana kadar buzdolabında bekletelim ve işte efsane çikolatalarımız hazır 🙂

Şimdi Truffleslara geçebiliriz.

 

Malzemeler Truffles İçin;

  • .450 gr vegan çikolata (İsterseniz Callebaut’un bitter çikolatasını da kullanabilirsiniz. Ama unutmayın o çikolata da eser miktarda da olsa şeker bulunmakta.
  • .150 ml yağlı hindistancevizi sütü
  • .1/2 çay kaşığı tarçın
  • .1/2 çay kaşığı toz zencefil
  • .1/4 çay kaşığı muskat rendesi
  • .1/8 çay kaşığı karanfil tozu (karanfili havanda ezdim)
  • .Bir tutam tuz
  • .1 tatlı kaşığı vanilya özütü
  • .30 ml akçaağaç şurubu (yada başka bir tatlandırıcı)
  • .Eğer süslemek için kullanmak isterseniz portakal kabuğunun (beyaz iç kısımlarını almamaya çalışarak) küçük parçalar haline getirilmiş hali. (isteğe bağlı)
  • .İçine kullanmak isterseniz şekersiz reçel, fındık. (isteğe bağlı)

Yapılışı:

-Öncelikle Tepsiye yağlı kâğıt serip kenara ayıralım.

-Çikolataların 250 gramını ayıralım. Kalan kısmını en son kaplama için kullanacağız.

-Benmari usulü ısıya dayanıklı bir kasede hindistancevizi sütünü eritelim. Eriyen sütün içine üç partide çikolatalarımızı eritelim. Çırpma teliyle pürüzsüz olana kadar çalışalım.

-Baharat, tuz, vanilya özü ve akçaağaç şurubunu ekleyip karıştıralım.

-Karışım oda sıcaklığına gelince üzerini streçleyip buzdolabında bir gece bekletelim.

-Karışımı buzdolabından çıkarmadan önce kullanıyorsanız portakal çubuklarını ve içerine koyacağınız fındıkları ayarlayın.

-Yapacağınız trufflesları mutfak tartısında tartarak (16-18 gram uygun olacaktır) parçalar halinde avucumuza alalım. Mutfak tartınız yoksa göz kararı yapabilirsiniz.

-Avucunuzun içinde aldığımız parçayı düzleştirip kullanıyorsanız malzemeleri koyup kapatalım. Kullanmıyorsanız avucumuzda yuvarlayıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizelim. Ellerinizin ısısıyla çikolata dolguları eriyecektir. Endişelenmeyin. Parmaklarınızı yiyebilirsiniz bu aşamada 🙂 Ellerinizi soğutmak işimizi kolaylaştıracaktır

-Tüm malzemeler bittiğinde trufflesların sertleşmesi için buzdolabında bir süre bekletelim ve bu sırada kaplama için kalan çikolatalarımızı eritme aşamasına geçebiliriz.

-Ayırdığımız çikolataları benmari usulü ısıya dayanıklı derin bir kapta eritelim ve buzdolabında sabitlenen truffleslarımızı iki çatal yardımıyla bu karşıma daldıralım. Bu aşamada çok oyalanmamak iyi olacaktır çünkü dolgularımızda ısıyı görünce dayanamayacak eriyecektir. O yüzden hızlı olmak işimizi kolaylaştıracaktır.

-Son olarak yağlı kâğıda dizdiğimiz ve çikolataya daldırdığımız trufflesların üzerine kullanıyorsanız portakal kabuklarını yerleştirip tepsimizi buzdolabında bekletelim.

-Sonrası çikolataları nasıl tadacağınıza kalıyor 🙂

Eğer bu tarifi yapacak vaktiniz yoksa, bu satıra tıklarsanız sizin için ben mutlulukla yapabilirim.♡

 

Kahvaltıların, vazgeçilmezi bir tarifle geldim bu sefer. Ev yapımı, misler gibi kokan, rafine şekersiz, katkı maddesiz  Fındık, Kaju ve Badem ezmesi yapmaya ne dersiniz? Gerçi ben her şeye kullanıyorum bu ezmeleri. Kurabiyelere, dolgulu tatlılarımda, salatalarda, çikolatalarda, smoothielerde…

Kaju, fındık ve bademin faydalarını uzun uzun anlatmama gerek olmadığını düşündüm. Protein deposu ve sindirime faydasıyla benim favorimdir bu kuruyemişler. İçerisinde ilave şeker ve katkı maddesi olmadığı için çocuklarınıza da gözü kapalı denetebileceğiniz türden üstelik.

Yapımı oldukça kolay ve zahmetsiz. Sadece birazcık sabır gerekli. aşağıda belirteceğim püf noktalarına uyarsanız enfes kıvamı ve tadı olan kuruyemiş ezmeleriniz olacaktır.

*Öncelikle kuruyemişlerinizi güvendiğiniz bir kuruyemişçiden almanızı tavsiye ederim. Çiğden alacağınız kuruyemişleri evimizde biz kavuracağız.

*Alacağınız miktar tamamen size kalmış. Ben 1 cup (240 gr) kullandım. Fotoğraflardaki ezmelerin hepsi 1 cup malzemenin sonucu.

*Kuruyemişleri muhakkak fırında ön pişirme yapmamız gerekli. Aslında bu bir zorunluluk. Aksi halde mutfak robotunuzda çekme işlemi sonsuza kadar sürecektir. Eğer çiğden yapmak istiyorsanız da 40 santigrat derecede biraz harmanlayıp ısınmasını sağlayın. Ben kavrulmuş tadını çok sevdiğim için uzun bıraktım fırında. Badem ezmesinin rengi o yüzden koyu oldu. Fındığı ise iki kez kavurdum. Aşağıda eklediğim fotoğraflardan iki aşamayı da görebilirsiniz.

*Yukarıda ki sonkavrulmadan sonra.

*Kaju ısıya karşı diğerlerine göre daha hassastır. O yüzden ilk kavrulan kaju olacaktır. Ve robotton çekmeden önce dikkatli olun. Eğer çok sıcaksa malzemeler, mutfak robotunuzu erken ısıtacak ve motorunuzun yanmasına sebep olacaktır. Ilık çekilen ürünler, tuzunda etkisiyle erkenden yağını salacak ve kıvamına çabuk ulaşacaksınız.

*Hazır olan ezmelerinizi 2 haftaya kadar ağzı kapalı bir kavanozda buzdolabında muhafaza edebilirsiniz.

*Son olarak kuvvetli bir mutfak robotu kullanmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Ben Tefalin çift bıçaklı rondosunu kullandım. 500 watt olmasına rağmen son aşamalarda çok fazla ısındığı için başka bir rondo ile devam etmek zorunda kaldım.

Yukarıda ki aşamalara dikkat ettiğiniz sürecek sorun yaşayacağınızı hiç düşünmüyorum. Her şey tamamsa haydi başlayalım…

Malzemeler;

  • .1 cup çiğ kaju
  • .1 cup çiğ badem
  • . cup çiğ fındık
  • . Bir tutam tuz
  • .Akçaağaç şurubu (her çekim için 1.5 yemek kaşığı -20 ml- kadar)
  • .Badem yada fındık yağı (isteğe bağlı)

Yapılışı;

-Fırınınızı öncene 170 derecede ısıtmaya başlayalım.

-İki ayrı tepsiye yağlı kağıt serip kuruyemişleri tepsiye yayalım. Malzemelerin üst üste gelmediğinde de emin olalım.

-Isınan fırında kontrollü bir şekilde kavrulmasını sağlayalım. (Yukarıda belirttiğim aşamaları dikkate alalım bu işlemde)

-Bir kaç dakikada bir fırından çıkarıp alt üst yapalım kuruyemişleri. Böylelikle eşit kavrulmuş olacaklardır.

-Kavrulan malzemler ılıyınca Mutfak robotumuzda alıp üzerine tuzu ilave edip çekmeye başlayalım. İlk anda kum gibi olacaklar. Endişelenmeyin devam ettikçe yağlarını salıp kıvam almaya başlayacaklardır.

-Bu aşamada robotumuzu sık sık durdurup dinlendirelim ki makinamız zorlanmadan dolayı hasar almasın.

-Yağını salan ezmemize akçaağaç şurubunuda ekleyip çekmeye devam edelim.

-Eğer kıvamı çok yoğun olursa ve sizde daha kremamsı bir kıvam istiyorsanız 1 tatlı kaşığı fındık yada badem yağı ekleyebilirsiniz.

-Hazır olan ezmelerinizin tadına varabilirsiniz.

Afiyet olsun!

İsterseniz bu ürünü bu satıra tıklayarak sipariş verebilir ve sizin için ben hazırlayabilirim 🙂